AQUARIUM
Avrupa’ nın en uzun akvaryum projesi… Hem mimari hem iç mimari konuda Antalya için başarılı ve bitmesi sabırsızlıkla beklenen bir proje. Verilen bilgilere göre akvaryuma 300 metre açıktan tanklarla 5 milyon litre su pompalanacak. Deniz canlıları ve balıklar Singapur ‘ dan getirtilecek. Sualtı dekorasyonunda ise İtalyan heykeltıraş Benedetti ‘nin eserleri bizi karşılayacak.Güney Afrika ‘dan yapılıp gelen heykeller projede yerini almaya başladı…Birçok alanda gerçek boyutlarda heykeller görmenizde mümkün olacak.Toplamda 12 bin metrekare kapalı alana sahip olan projede 800 metrekare Maldiv Adaları’nın da bulunacağı gibi,500 metrelik kapalı alanda ise Soğuk Dünya projesi olacak.
Akvaryumun içerisinde isteyenler kızaklara binip gerçek kar keyfini yaşayabilecek. Proje içerisinde konumlandrılan restaurant , kafeler ve 5D sinema salonunun bulunması projenin büyüklüğünün göstergesi.Bunun yanı sıra ise çocuk oyun alanı, eğlence alanı, paintball , sergi alanları ve dalgıçlık okulunun da eklenmesi projenin kalitesini tartışılmaz hale getirmektedir.Antalya’da böyle bir projeye uzun zamandır ihtiyaç vardı.İçerisinde bulunan iç mekan tasarımları kullanılan organik hatlarla tasarım la bütünleşmiş bir proje ortaya çıkmış. Kullanılacak olan doğal malzemeler ise projede yerlerini almış. Bu kadar büyük ve kapsamlı bir proje Antalya için çok büyük bir yere sahip bence. Yatırım gücü desteği ile ilerleyen zamanlarda daha da önemli yapılarla ilerleme sinyalini veriyor.
İÇ MEKANLARDA TEKNOLOJİK DOKUNUŞLAR
İç mimarlık son yılların en gözde mesleği ve inşaat sektörünün en önemli yaşam kaynaklarından birisi haline gelmektedir. Değişen yaşam koşulları ve teknoljik gelişmelerle artık insanlarımız daha rahat ve hayatı kolaylaştıran yaşam alanlarına sahip olma isteklerini arttırmaktadır. Mimari bir projede ise müşterinin beklentilerine, hayallerine, gereksinimlerine cevap vermenin yanı sıra teslim edilen bir projenin sanat eseri niteliği taşıması gerekmektedir. Tasarım her geçen gün yanına birçok etkenle büyüyen canlı bir organizma olarak yaşamaya devam etmektedir. Bu organizmanın en büyük yaşam kaynağı olarak teknoloji addedilmektedir. Birbirlerinden beslenen bu iki etken ise gün geçtikçe insan ihtiyaçlarını daha iyi karşılamaktadır. Son zamanlarda tasarım teknoloji olmadan, teknoloji tasarım olmadan yaşayamaz hale gelmiştir. Ülkemizde ise bu gelişmelere yakından takip edilmekte ve proje sahipleri tarafından talep edilmeye başlamıştır. Artık tasarımlarımızda teknolojiyi kullanarak daha sistemli ve kullanışlı yaşama alanları yaratmaya başladık. Hemen hemen her proje uygulamasında otomatik perde ve ışık sistemleri ve otomatik iklimlendirme sistemleri standart talepler arasında yer almaktadır. Bu da her geçen gün sektörümüzü daha da ileriye taşımakta ve yarattığımız projelerle insanların ihtiyaçlarını güçlü bir şekilde karşılamamızı sağlamaktadır.
Sonuç olarak görsellik, estetik, kullanış ve bunların hepsini sağlayan tasarım gücümüzdür. Bir iç mimarın kendini ekoloji konusunda geliştirmesi ve bu gelişmeleri projesine uygulaması artık su götürmez bir gerçektir.